Mooda ve Son Trendler

Reflü…

  • 10 Mart 2010
  • Reflü… için yorumlar kapalı
  • 2.797 kez görüntülendi.
Reflü…

Reflü hastalığı, mide içindeki yiyeceklerin yemek borusuna geri dönmesi diyebiliriz. Reflü, asitli yiyeceklerin yemek borusu yüzeyine sürekli gelen asitten dolayı, yemek borusunun özelliğinin yok olmasından kaynaklanır. Yetişkinler de reflü daha fazla görülmektedir. Yemek borusunun dip kısmında yemek borusuna geçişi engelleyen kastan oluşmuş bir kapak  vardır. Reflü hastalarında bu kapakçık işlevini yitirmiştir.

Tedavi şekli nasıldır?

Öncelikle asitli ve yapay gıdalardan uzak durulmalıdır. İçeriğinde koruyucu madde ve asit barındıran tüm gudalar yemek borusuna, kapakçığa ve dolayısıyla da midye büyük zarar verirler.
Zaten mide içerisinde kendi özelliği olarak asit barındırmaktadır. Alınan gıdalardaki asit oranı da midenin çalışma prensibini etkilediği için mide içerisinde normalden fazla yükselen asit sürekli temaz ettiği nokta olan yemek borusu yani kapakçığı etkiler ve reflü baş gösterir. Başlangıçta rahatsız etmesine pek aldırış edilmesede ciddi rahatsızlıklara sebep olur.
Tedavisi kolaydır ve önlenebilir bir durumdur. Reflü ilerlemiş olsa dahi karşılıklı hekim-hasta koordinasyonuyla durum eski haline getirilebilir. Yanlız sıkı tedbirler şart.

Reflü nasıl oluşur?

Mide içerisi midenin salgıladığı asit sıvısından dolayı yüksek oranda asit barındırır. onikiparmak barsağından da mideye doğru safra geliyorsa,  bu sefer mideden yukarı doğru ulaşan  madde asit ve safra içerir.  Alkali özelliği olan safranında bu işte rolü büyük olur. Tahrip gücü yüksektir. Bu durum özellikle kilo oranı yüksek kişilerde daha fazla görülmektedir.

Belirtileri nelerdir?

Midede yanma, asitli sıvı gelmesi, özellikle yemekten sonra  bu şikayetlerin artması hastalığın varlığını ortaya koyar.

Nasıl tanı konur?

Boyalı madde ile çekilen filim,  bu film mideyi onikiparmak bağırsağını ve yemek borusunu kapsayan bir film olmalıdır. Gasroskopi ile mide içerisi görüntülenmesi, Yemek borusu kapakçığının basıncının ölçülmesi ve  pH metre ile asit miktarının ölçülmesi ile kesin tanı konulabilir.

Peki nedir bu sıkı tedbirler?

Son yıllarda sıklıkla adından söz ettiren fastfood gıdalar mide asit oranında değişiklikler yaratmaktadır. Çalışma hayatının zorluğundan dolayı kişilerin yemek saatlerini yeteri kadar düzenleyememeleri,
İlk önce asitli ve yağlı gıdalardan kesinlikle uzak durulmalı, mide içerisindeki  asiti düzenleyici ilaçlar kullanılmalı, yemek düzeni getirilmeli,  mide asla aç bırakılmamalı, az fakat sık yemek yemek, şeker oranı yüksek gıdalardan uzak durulmak, karbonhidrat bakımından yüksek gıdalar yememek, bol su tüketmek hastalığı tedavi etmeniz için gerekli olan en temel koşullardır. Bütün bunların yanında bazı doğal tedavi destekleyicilerede başvurmak fayda sağlamaktadır. 1 litre kadar kefir ayranı içmek son derece faydalıdır. Bilindiği üzere  kefirin bakteri oluşumunu yok edici ve sayısız faydalı özellikleri bulunmaktadır. Tüm bu önlemler sizi bu hastalıktan kurtarmakta ve korumakta önemli rol oynar.
Şafak…